Sanırım bir haftadır Bay Sheldon da kalıyordum. Babamın bana vurduğunu öğrendiğinde, üstüne üstlük bir de onu öldüreceğim dediğim için beni güvenceye almak istemişti.
"Madem hastaneye yatmıyorsun, bende sana burada bakarım."
Başımı iki yana salladım. Anlamsızdı. Bence ben kendimi öldürmeliyim.
"Eğer delice bir şey yaparsan seni ben öldürürüm, tamam mı?"
Başımı sallayarak onayladım ve yatmak için odama gittim.
Büyük ihtimalle beni burada tutuyordu çünkü zamanla beni tedaviye ikna edebileceğini zannediyordu.
Ama biraz daha kafayı yemeye devam edersem kendimi öldüreceğim. Kesinlikle öldüreceğim çünkü bu boka artık dayanamıyorum.
Ayrıca beni burada tutarak Sarah'ı nasıl tehlikeye atıyordu? Güvenli birisi değilim, bunu biliyorum; tehlikeli olduğumuda biliyorum. Bu hayatta ilk olarak Sarah'a, ondan sonra Bay Sheldon'a zarar vermek istemiyorum, diğer herkes ölebilir.
Vanessa hariç.
Hakikaten, Vanessa acaba şu an ne yapıyordu?
Zihnimdeki sesler -her gün kafamda konuşmaya devam ediyorlar- beni rahatsız etmeye devam ederken telefonumu çıkarıp yatağa oturdum.
Arayıp nasıl olduğunu sorsam mı? Ya da mesaj mı yazsam? Hayır... o günden sonra hiç benimle konuşmadı. O da herkes gibi benden uzaklaştı bir manyak olduğumu öğrenince!
Yatağa yattım. Üzerime hiçbir şey sermedim çünkü bu soğuk havada yeterince sıcaktı.
Uykusuzluğumun arasında şaşırtıcı bir şekilde uykuya daldım. Ancak birkaç dakika sonra tekrar uyandığım da kapatmayı unuttuğum lamba sayesinde derimin içinde bir çıyanın gezdiğini gördüm.
Her gezdiğinde derimin içinde cüssesini görebiliyordum. Onu içimde hissediyorum! Geziyor, içimde ki kasların üzerinde geziyor! Tanrım... Tanrım!!
Derin nefes alıp vermeye başladım. Terlemeye ve gözlerim kararmaya çoktan başlamıştı.
Hızla çekmecedeki makası aldım ve kolumdan göğsüme kadar gelmiş olan çıyanı hedef ettim. Korkusuzca, hiç düşünmeden sapladım.
Çıyan öldüğünde orada kaldı ama daha fazla çıyanın vücudumda gezindiğini gördüm. Aynaya baktığımda kulaklarımdan, burnumdan, ağzımdan içeriye giriyorlardı; beynimi yemek için harekete geçmişlerdi.
Onları her yerimde hissediyordum. İğrenç bir çınlama kulaklarımdaydı! Sadece beynimde değil, vücudumun her yerindeydiler sanki.
Gözüme girdiklerini görmeye başladım. Canımı o kadar yakıyorlardı ki dayanılamaz bir hâl almaya başlıyordu. Bu gerçekti, bu halüsinasyon olamaz!
Bu acıdan kurtulmanın tek yolu gözümü yerinden çıkarmaktı. Hem acıdan kurtulup ölürüm, hem de onları daha fazla görmek zorunda kalmazdım. Gözümden de girdikleri için görüş alanım zaten çok kısıtlıydı! Parmaklarımı bir gözüme sokup gözümü acıyla yerinden çıkardım.
Bay Sheldon'un beni tuttuğunu fark ettim. Yatakta çığlık çığlığa bağırıyordum. Yerimde duramayıp sanki yaralanmış yardım isteyen bir hayvan gibi çırpınıyordum.
"Sakin ol! Sakin ol!"
Yatağa oturmuş, arkamdayken omuzlarımdan bana sarılmış sıkıca tutuyordu. Ben çırpınmaya ve bağırmaya devam ediyordum. O sırada çıyanlar hâlâ vücudumda dolanıyor, gözümü yerinden çıkardığım için kanlar akıyordu.
"Sakin ol oğlum! Sakin ol dedim!"
Onun kollarını elimle tutup sakinleşmeye başladım.
"Geçti... geçti oğlum."
Hızla soluklandım. Uyandığımın farkındaydım. Kötü bir kâbustu.
Çıyanlar gerçek değildi ancak gözümü yerinden çıkarmam gerçekti, şokun etkisi ile hiçbir şey hissetmiyorum.
"İyi misin? Bana bak, iyi misin?" Ayağa kalktı ve elimi çeneme yerleştirerek gözüme baktı.
Daha sonra başımı eğerek üzerime akan kana baktım, elimi gözüme koydum, yarılmıştı. Bilincimi kaybediyordum, Bay Sheldon’un sesi boğuk geliyor. "Hastaneye gidelim, kalk. Xanthus-“
Uyandığımda hastane yatağındaydım. Üzerimde temiz kıyafetler vardı. Niye buradayım ki?
“Xanthus.”
Bay Sheldon’a baktım. Kucağında uyuyan Sarah’ı bırakarak ayağa kalktı ve yanıma geldi. Yüzünde endişe dolu bir ifade vardı.
“İyi misin? Gözün acıyor mu?”
Gözüm? Neden acısın… ah. Gözüm.
Cevap vermedim. Elimle gözümü kontrol ettiğimde bir bandaj olduğunu hissettim.
“Doktor gözüne gerekli olan ameliyatı yaptı. Her ihtimale karşı ağrı kesicide yazdı. Bir, iki güne taburcu olursun. Bir süre krem süreceksin, sonra dikişleri aldırmaya geleceğiz. Ancak bir daha kullanamayacağını söyledi. Neden böyle bir şey yaptın?”
Dudaklarım kupkuruydu, sesim çıkmıyordu.
“Su…”
Hemen kenardaki masaya uzanıp su dolu olan bardağı aldı ve bana içirdi. Sanki asırlardır içmemişim.
Oldukça üzgün görünüyordu. Bardağı dudaklarımdan çekti ve yerine geri koydu.
Boğazımın kuruluğu gittiğinde konuştum.
"Özür dilerim."
Sessiz kaldı, başka bir şey demedim. Derin bir iç çektim. Aramızda garip bir sessizlik oluştu, odada sadece Sarah’ın sessiz horlaması vardı.
"Bana böyle küs mü kalacaksın?"
Bir sandalye çekti yanıma ve oturdu.
"Tedaviyi reddettiğin için bu hâldesin biliyorsun değil mi? Kim bilir reddetmeye devam edersen başka neler yapacaksın, çevrene, kendine..."
Tedaviyi onaylama gibi bir şansım yoktu. Bay Sheldon'a yeterince yük oluyorum, bir de tedavi masraflarını mı karşılasın? Asla. Eminim kullanmam gereken ilaçlar tedavidende pahalıdır.
“Üzgünüm ama bunu onaylayamacağımı biliyorsun, belki bir gün zengin olursam."
Sinirle bir iç çektiğini duydum ve daha fazla bir şey demedim.
“Yaşamadığını söylüyorsun ama kendine şans verirsen çok güzel bir hayatın olabilir. İllaha bir dönüm yolu, çıkış yolu her zaman vardır."
Cevap vermedim. Ben kendime bir şans vermek istemiyorum, bir dönüm noktam olabilir ancak artık hevesim kalmadı.
“Ben lavaboya gideyim.”
Ayağa kalktım ve odadaki lavaboya girdim.
Aynada yüzümü görünce karışık duygularım bir öfkeye dönüştü. Sinirden yumruklarımı sıktım, aynayı yumruklamak istedim, lavaboyu kırmak istedim ancak sadece elimi ısırdım.
Bandaja dokundum, tek gözlü Xanthus. Yeterince ucube değilmişiz gibi bir de tek gözlü olduk.
Isırdığım için kanayan elimi musluğun altında yıkadım ve içeriye döndüm.
BÖLÜM NOTU
hehe kimsenin bu bölüme hazır olduğu düşünmüyorum :D favori bölümüm olabilir sanırım, Xanthus’u Xanthus yapan tek gözlü olması, hahaahaha
Bu bölüm çok ağırdı... Xanthus'un yaşadığı şeyler beni resmen daralttı. Çıyanlarla ilgili kısımda o kadar gerildim ki sanki ben yaşıyormuşum gibi hissettim. Bay Sheldon'un bu kadar sabırlı olması da etkileyici ama Xanthus'un kendini sürekli bu kadar değersiz görmesi çok üzücü. Umarım bir yerden sonra işler onun için biraz düzelir çünkü gerçekten daha fazla dayanamıyormuş gibi geliyor. Çok sert bir bölümdü ama aynı zamanda çok etkileyiciydi.
bence ayağa kalk xantus yerine panikleyip ambulansı araması ve paniklediğini belli etmesi ortamın havasını korurdu çünkü en azından ben uykusunda gözünü çıkarmış birisine kalk hastaneye gidiyoruz demezdim. Ama betimlemeler çok hoş:D
Shelon'un karakteristik özelliklerinden birisi sakin ve kaos sırasında olaya hakim olmasıdır Sheldon bir baba olduğu için, karşısındaki oğlanın da hasta bir oğlan olduğundan dolayı bu kaos sırasında sakin kalması gerektiğini biliyor. olgun ve sakin düşünen bir karakter eğer Xanthus ile paniğe kapılırsa daha kötü şeyler olacağını biliyor. onunla paniğe kapılması anlamsız geliyor.
bilmiyorum belki dediğin gibidir ama çocuk kendi gözünü oymuş demekki bayağı sağlam bir zihni var ki bu sakinlikte